Medeni Kanunun 23. Maddesi Kapsamında Kişilik Hakkının Sözleşme Özgürlüğüne Etkisi / Nil Karabağ Bulut
Medeni Kanunun 23. Maddesi Kapsamında Kişilik Hakkının Sözleşme Özgürlüğüne Etkisi / Nil Karabağ Bulut
% 10 İndirim
63,90
71,00
  • Genel Özellikler
  • Baskı Tarihi
  • 2014
  • Baskı Sayısı
  • 1. Baskı
  • Sayfa Sayısı
  • 488
  • Ebat
  • 16x24
  • Cilt
  • --
Satış Adedi 3
Barkod 9786051521633
Para Puan
Stokta Yoktur
Stoğa girince haber ver
Paylaşın :
Ürün Açıklamaları
 Medeni Kanunun 23. Maddesi Kapsamında
Kişilik Hakkının Sözleşme Özgürlüğüne Etkisi
Nil Karabağ Bulut

 

Medeni Kanun'un kişinin ölçüsüz ödünlere karşı korunması ko­nusundaki sosyal boyutlu özgün 23üncü madde kuralı güncel teorik ve pratik önemiyle kuramda ve uygulamada gittikçe sivrilen bir kuraldır.

 

Kuralın pratik önemi en başta tüm insanlık değerlerini parayla satın alınabilir bir mala dönüştüren günümüzün maddiyatçı piyasa ekonomi­sinden ve gelir dağılımındaki eşitsizliğe bağlı olarak güçlüler tarafından güçsüzlere dayatılan haksız ve ölçüsüz ödünlerden kaynaklanır.

 

Kuralın teorik önemine gelince, o da kişilik değerlerinin gözden çıkarıldığı sözleşmelere bağlanacak yaptırım konusunda son zamanlarda mağdurlardan yana geliştirilen ilginç ve süzme hükümsüzlük önerilerin­den çıkar.

 

Nil Karabağ Bulut bu pratik ve teorik önemin kendisine yüklediği ağır yükün altından hakkıyla kalkmış sayılır.

Akademik kariyerini yakından ve takdirle izlediğim, zaman zaman zevkle birlikte çalıştığım yazarın bu son yapıtı hukuk yazınımıza kazan­dırılan üst düzeyde bir bilimsel ürün görünümündedir. Yoğun emekten, yaygın bilimsel araştırmadan ve kişilikli değerlendirmelerden ortaya değişik bir ürünün çıkması beklenemezdi zaten.

  Yapıtın konusunu oluşturan MK 23 kuralının içsel ve işlemsel koru­ma kuralına göz atılırsa, kişinin ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçe­meyeceği, kimsenin özgürlüklerini gözden çıkarmak şöyle dursun, onları hukuka ve ahlaka aykırı olarak sınırlayamayacağı görülür.

 
Bu kural son tahlilde sözleşme serbestliğini kişilik hakkını (bizzat kişinin kendisine karşı) koruma kaygılarıyla sınırlayan bir kuraldır; kimsenin kişilik değerlerini etik ve moral değer yargılarına aykırı olarak gözden çıkaramayacağını, hatta sınırlayamayacağım saptar.  

Bu özveri ve ödün yasağı açısından başlıca ölçüt kuşkusuz anayasal temel haklar ve ilkeler ışığında belirlenecek olan ahlaki değer yargıların­dan oluşacaktır.

 

MK 23 kuralının tarihsel "işçiyi koruma işlevi" ve güçsüzü güçlüye karşı koruma amacı dikkate alındığında bu değer yargılarının en başta sosyal bir parametreyle belirlenmesinin gerekeceği doğaldır.

 

 

Genelde kuralın kapsama alanına giren tipik örnekler olarak şu söz-veriler gösterilebilir:

Hak aramama, evlenip evlenmeme, hamile kalmama, ölüme bağlı tasarrufta bulunup bulunmama, örgütten çıkmama, kulüp değiştirmeme, inanç ve görüş değiştirme, bedensel bütünlüğe müdahale için olur ver­me, riskli bir ilaç denemesi için denek olma, riskli bir rolde dublör rolünü üstlenme...

Ama kuralın en yaygın uygulaması, kuşkusuz, "cendere" ya da "kelepçeleme" sözleşmeleri olarak nitelendirilen sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler düpedüz bağımlılık yaratan, değişik bir anlatımla, ekonomik geleceği ipotek altına alan sözleşmelerdir. Aşırı uzunlukta veya kısalıkta tutulmuş sözleşmeler, alacaklıya, özellikle bankalara aşırı güvenceler sağlayan sözleşmeler, bu arada süre ve tutar yönünden ucu açık belirsiz borçlar için güvence sözleşmeleri bu tür "hodkam" sözleşmelerin en fazla karşılaşılan örneklerindendir.

 

 

Yasanın söylemine ve geleneksel anlayışa göre anayasal etiğe aykırı ölçüsüz ödünlere ve özverilere bağlanması gerekli yaptırım kesin hüküm­süzlüktür (butlandır). Gelgelelim, son zamanlarda bu hükümsüzlüğün amaca uygun sınırlamaya (teleolojik redüksiyona) tabi tutulduğu ve hükümsüzlükle izlenen mağduru koruma amacı doğrultusunda esnekleş-tirildiği, modifiye ve rafine edildiği gözlenir.

 

Şöyle ki hükümsüzlük salt korunması amaçlanan mağdur yararına dikkate alınır; kesin ve tümel hükümsüzlüğün yerine, mağdur yararına geri alma, fesih ve indirim (eksik geçerliliğe dayanma) hakları öngörülür.

  Nil Karabağ Bulut bütün bu konularda dilinin arıklığı, söyleminin ağırbaşlılığı, kaynakçasının zenginliği, araştırmasının derinliği, bakış açı­sının genişliği ve kişilikli görüşlerini savunmadaki tutarlılığı ile dört başı mamur bir bilimsel ürün üretmiştir. Okunmaya değer!  

Prof. Dr. Rona Serozan

 

DANIŞMANIN ÖNSÖZÜ

 

 

İstanbul Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak görev yapan Dr. Nil Karabağ Bulut doktora çalışmalarına başladığı yıldan itibaren kürsümüzde görev yap­maya başlamış ve halen de başarıyla görevine devam etmektedir. Kürsü­müzde çalışmaya başlaması ile birlikte danışmanlık görevini üstendiğim değerli asistanımız Sevgili Nil, doktora tezini yayına hazırlayarak önsöz yazmamı istediği zaman zevkle kabul ettim. Bu tez, gerek konusu gerek içeriği itibariyle benim danışmanlık yaptığım tezler içinde özel olarak ilgi duyduğum, düşünce geliştirmeye çalıştığım ve akademik ve uygulamaya dönük çalışmalarımda sık sık ele aldığım konulan içerdiği için nazarımda ayrı bir anlam taşımaktadır.

 

  Dr. Karabağ-Bulut henüz Fakültemizde asistan olduğu ilk yıllarda sözleşmelere ilişkin mahkemelere intikal etmiş uyuşmazlıkları ele aldığım doktora derslerinde, sözleşmelere ilişkin yaptığı isabetli ve geniş bakışlı yorumları ile iyi bir akademisyen olacağı yönünde dikkatimi çekmişti. Kendisi kürsümüze intikal ettiği günden itibaren, gerek akademik kari­yerine ilişkin gerekse de kürsü işlerimizde gösterdiği dikkat ve yetkinlikle düşüncelerimin haklılığını her zaman gösterdi.     Dr. Karabağ-Bulut, başarılı bir yeterlilik sınavı verdikten sonra doktora tez konusu araştırdığımızda yazılmasının çok yararlı olacağını düşündüğüm "Türk Medeni Kanununun 23. Maddesinin Sözleşme Özgürlüğüne Getirdiği Sınırlamalar "in kendisi tarafından çok iyi analiz edileceğini, çok iyi vakıf olduğu Almanca lisanının konunun iyi işlenme­sinde önemli katkı sağlayacağını düşünerek kendisine önerdim. Ancak seçmekte serbest olduğunu, konunun çok emek isteyen zor bir konu olduğunu belirttiğimi de hatırlıyorum. Kendisi konunun, yetişmesinde katkı sağlayacağını belirterek tereddüt göstermeden kabul etti. Konu­yu seçtiği günden itibaren hızla çalışmaya başladığını, büyük bir emek verdiğini, konunun her noktasını en doğru yorumlamak için büyük çaba sarfettiğini, yorumlarında hata yapmamak için konu ile ilgili olabilecek tüm eserleri gözden geçirdiğini, hassas nüansların yer aldığı bir çok konu­yu açıklığa kavuşturmak için günlerce düşünüp bir çok kişi ile tartıştığını yakınen biliyorum. Gösterdiği büyük gayreti her zaman takdirle izledim.    

Tezin konusunu seçerken başlangıçtan beri Üniversitemizden emeklilik nedeniyle ayrılmış olsa da fiilen hepimize "hoca"lığını sürdüren ve Kişilik Hakları ve Sözleşme Hukuku alanlarında büyük katkıları olan Hocam Prof. Dr. Rona Serozan'ın, konuyu çok beğeneceğini biliyordum. Bunun benim için ayrı bir heyecan unsuru olduğunu da belirtmeliyim. Tahmin ettiğim gibi Değerli Hocamız büyük bir kadirşinaslıkla konuyu belirttiğimiz andan itibaren duyduğumuz heyecan, arzu ve verdiğimiz emeğe ortak oldular ve çalışmanın her aşamasında yol gösterici önerileri­ni paylaştılar. Dolayısıyla elinizdeki bu çalışmanın fiilen Sevgili Hocamız Prof. Dr. Rona Serozan'ın da danışmanlığı altında yürütüldüğünü be­lirtmekten onur duymaktayım. Kendilerine bu vesile ile tekrar teşekkür ediyorum.

 

 

Tezin Türk Hukuk doktrini bakımından önemli katkı sağlayacağını düşündüğüm araştırma konularından birisi, Türk Medeni Kanunu m. 23 ile Türk Borçlar Kanununun sözleşme özgürlüğünün sınırlanması amacıyla getirdiği 27. madde hükmünün ilişkisinin belirlenmesidir. Sözleşme özgürlüğünün sınırlan olarak belirlenen emredici hükümler, kamu düzeni, ahlâk ve kişilik haklan kavramlarının gerek içeriği gerekse de birbirleriyle ilişkisi kanaatimce çok iyi ayırt edilmiş ve zor olan bu konuda berrak sonuçlara varılmıştır. Elinize aldığınız kitapta Türk Borç­lar Kanunu m. 27'de ön görülmüş sınırlamalardan her birinin sınırının ve uygulama alanının ne olduğuna ait cevapları net olarak bulacağınızı düşünüyorum. Yine bu çalışmanın ortaya koyduğu ve gerek doktrin ge­rekse mahkeme uygulamaları bakımından yararlı olacağını düşündüğüm önemli sonuçlardan birisi Türk Medeni Kanununun 23. maddesinin 1. ve 2 fıkralarının uygulama alanlarını net olarak çizmesidir. Özellikle kişi özgürlüğünün hukuka ve ahlâka aykırı olarak sınırlanarak ihlali halinde uygulanacak geçersizlik yaptırımıyla ilgili yeni görüşlerin olduğu nazara alındığında, Medeni kanunun 23. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile Borçlar Kanununun 27. maddesine ilişkin ayırımlarının net olmasının önemi daha fazla ortaya çıkmaktadır.

 

 

Çalışmada bu hükümlerle korunan değerlerin neler olduğu Medeni Kanun ve Borçlar Kanunumuzun tüm hükümleri nazara alınarak değer­lendirilmiş, bu hükümler çerçevesinde net ayırımlar yapılmıştır. Öyle ki Medeni Kanun ve Borçlar Kanununda yer alan hükümler kişi özgürlüğü­ne getirdikleri sınırlamalar yönünden bir panoramik bakışa tabi tutulmuş ve Medeni Kanunun 23. maddesi bağlamında yorumlanmışlardır. Dr. Nil Karabağ-Bulut çalışmasında sözleşme özgürlüğünün sınırlarından olan kişi özgürlüğünün ihlali olup olmadığını belirlemek için bir takım somut unsurlar belirlemekte ve bu unsurları yedi başlık halinde toplamaktadır. Uygulamadaki tecrübelerimle bu yedi halin her birinin uygulamada sık veya nadir olarak görüldüğünü ve bu hallerde kişi özgürlüklerinin ihlal edildiği duygusunun bir çok hukukçuyu doktrin olarak destek aramaya ittiğini söyleyebilirim. Özgürlük ihlalinin en sık gündeme geldiği alanlar­dan birisi sözleşmelerdeki süre ile ilgili düzenlemeler veya uygulamalar­dır. Dr. Karabağ-Bulut uygulamada sık ortaya çıkan "sözleşme süresi" ile ilgili sorunlara tezinde geniş yer vermektedir. Sözleşme sürelerinin gerek uzun gerekse kısa olması, sözleşmeye konulan fesih kayıtlarıyla sözleş­me sürelerinin bir tarafın iradesine bırakılması gibi durumlar Spiro'dan başlayan görüşler eşliğinde bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuçlara varılmaktadır. Yine bu bağlamda, edimin ifasında alacaklının sözleşme ilişkisinin amacına uygun menfaatinin olmaması hali de kişi özgürlüğü­nün sınırlandığı hal olarak görülerek, son yıllarda uygulamada ortaya çı­kan ve Rekabet Kurulunun da müdahalesi ile gündeme ve mahkemelerin önüne gelen sözleşme ilişkileri isabetli şekilde irdelenmektedir.    

Çalışmanın önemli katkı olarak kabulü gereken bir diğer yönü de İsviçre ve Alman Hukuklarının irdelenerek kişilik haklarına aykırı sözleşmelerin tabi olacağı yaptırımın belirlenmesine ilişkin yapılmış değerlendirmelerdir. Bu alanda savunulan yeni teoriler hakkı verilerek irdelenmiş, görüşler değerlendirilmiş ve bu iki fıkra hükmünün ayırımına yönelik gösterilen çabanın haklılığını ve önemini de teslim edecek şekil­de Medeni Kanunun 23. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına aykırılıklarda uygulanacak yaptırım belirlenmiştir. Bu noktada bu ayırımın ve uygula­nacak müeyyidenin farklılaşmasına gerek olmadığı yönünde görüşleri de saygın bulduğumu belirtmeliyim. Ancak bir çok kavramın iç içe olduğu uygulamamızın bu ayırımların yapılmasına ihtiyaç duyduğunu ve yapılan çalışmanın bu yönden ufuk açıcı olduğunu düşünüyorum.

 

 

Çalışma taşıdığı bu özellikler itibariyle sadece genel olarak kişilik haklarına aykırılık taşıyan sözleşmelere ilişkin başvuru kaynağı olmak­tan öte, bu konuyla bağlantılı tüm Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu hükümlerinin yorumunda da yararlanılabilecek bir nitelik taşımaktadır. Yine bu çalışmanın bana verdiği gurur noktalarından birisi de her ko­nunun oldukça detaylı işlenmiş olmasıdır. Hacmi itibariyle doktora tezi boyutlarını aşma sınırına gelindiğinde, başlangıçta konulmuş ilkeleri somut uyuşmazlıklar bağlamında ele alan bölümlerin kaldırılması veya kısaltılması düşünülebilecek yollardan birisiydi. Ancak eğer bu bölümler kaldırılsa veya özet hale dönüştürülseydi sanırım tezin başlangıcında çok isabetli bulduğum saptamaları kendilerini yeterince anlatamayacaklardı. Sonuç olarak çalışmanın uygulamanın ihtiyaçlarına daha iyi cevap vere­cek hale gelmesi istendiği için, tez boyutunun aşılması göze alınmıştır.    

Değerli çalışma arkadaşım Dr. Nil Karabağ-Bulut'un doktora tezinde ortaya koyduğu başarının gelecekteki çalışmalarında da devam edeceği­ne güvenim tamdır. Çalışmasının hukuk dünyasına sağlayacağı katkılara sıkça tanıklık ederek bunun vereceği hazzı yaşamasını diliyorum.

 

 

Prof.Dr. Şaibe Oktay Özdemir

14.07.2014 -Göktürk-İstanbul

 

 

YAZARIN ÖNSÖZÜ

 

"Medeni Kanunun 23. Maddesi Kapsamında Kişilik Hakkının Söz­leşme Özgürlüğüne Etkisi" konulu bu çalışma, İstanbul Üniversitesi Sos­yal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı'nda "Medeni Kanunun 23. Maddesinin Sözleşme Özgürlüğüne Getirdiği Sınırlamalar" başlığı al­tında doktora tezi olarak hazırlanmıştır. Söz konusu tez jüri üyeleri, Prof. Dr. Rona Serozan, Prof. Dr. Şaibe Oktay Özdemir, Prof. Dr. Tufan Öğüz, Prof. Dr. İlhan Helvacı ve Prof. Dr. Gülçin Elçin Grassinger tarafından oybirliğiyle başarılı bulunmuştur. Çalışma, jüri üyelerinin önerileri kap­samında gerçekleştirilen bir takım eklemeler ve başlık değişikliği dışında savunulduğu şekliyle basılmıştır.

 

 

Çalışmamızda güdülen amaç, Medeni Kanun m. 23 hükmünün sözleşme özgürlüğüne getirdiği sınırlamanın incelenmesidir. Ancak MK. m. 23 hükmünün sözleşme özgürlüğüne getirmiş olduğu sınırlamaların sağlıklı bir şekilde tespit edilebilmesi, öncelikle sözleşme özgürlüğünün sınırları ve bu sınırların birbirleriyle olan ilişkisine dair öğreti ve uygu­lamada ileri sürülen görüşlerin değerlendirilmesini gerekli kılmıştır. Bu nedenle çalışmamızın ilk bölümü sözleşme özgürlüğünün sınırlarının in­celenmesine ve MK. m. 23 hükmünün bu sınırlamalar arasındaki yerinin tespitine ayrılmıştır.

 

  Bu hususlar dışında MK. m. 23 hükmünün gerek birinci ve ikinci fıkralarının uygulama alanları, gerekse yol açacağı yaptırım bakımından oldukça tartışmalı bir düzenleme olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ger­çekten de, MK. m. 23/1 hükmünde kişinin hak ve fiil ehliyetlerinden, ikinci fıkrasında ise kişi özgürlüklerinden söz edilmesi, kanun koyucunun iki fıkra ile farklı amaçlar taşıdığını göstermektedir. Ancak bu amaç­ların içeriği bakımından öğreti ve uygulamada görüş birliği olmaması, bu hususta kapsamlı bir incelemeyi gerekli kılmıştır. Çalışmamızın yönel­diği diğer bir önemli hedef ise, hükmün ikinci fıkrasının sözleşmelerin geçerliliğine hangi hallerde etki edeceğidir. Özellikle ikinci fıkrada kişi özgürlüğünü sınırlayan sözleşmelerin geçerliliği bakımından hukuka aykırılığın yanı sıra ahlaka aykırılığın da ifade edilmiş olması, hükmün somutlaştırılması bakımından yapılacak incelemeyi daha da önemli kılmıştır. Çalışmamızda bu doğrultuda uygulamaya yardımcı olabilmek amacıyla ahlaka aykırılığın tespiti bakımından bir takım ölçütler tespit edilmiştir. Ayrıca son yıllarda ileri sürülen, MK. m. 23 hükmünün bü­tünüyle kişiliğin korunmasına yöneldiği ve bu nedenle toplumsal ahlâkı ve toplum düzenini korumaya yönelik emredici normlardan ve ahlâk kurallarından farklı olduğu görüşü, ilgili düzenlemenin tabi olacağı yap­tırım açısından da önemli fikirlerin ortaya atılmasına sebep olmuştur. Bu çerçevede, özellikle kişi özgürlüğünü ihlal eden sözleşmelerin kesin hükümsüzlük yaptırımına tabi olmaması yönündeki görüşlerin gittikçe önem kazandığını söylemek gerekir. Çalışmamızda öğreti ve uygulamada konuyla ilgili olarak ileri sürülen görüşlerin derlenmesi ve tartışmalı olan hususlarda uygulamaya yardımcı olabilecek bir takım çözümlerin üretil­mesi amaçlanmıştır.    

Çalışmamızın temelini bir doktora tezinin oluşturduğuna değin­miştim. İfade etmek isterim ki, doktora tez dönemi oldukça yoğun bir çalışma gerektiren, desteğe ihtiyaç duyulan, uzun ve zorlu bir süreçtir. Bu süreci hayatımda olan ve bana gerçekten inanan bazı insanlar olmasaydı eminim ki, olduğu kadar zevkli ve güvenli tamamlayamazdım.

 

 

Bu aşamada evvela saygıdeğer kürsü Hocam Prof. Dr. Şaibe Oktay Özdemir'e teşekkür etmek isterim. Kendisi bana büyük bir zevk ile çalış­tığım konuyu önermenin yanı sıra, çalışma esnasında karşılaştığım her zorlukta da destek vermiştir. Çalışmanın birçok başlığı hakkında Hocam ile zaman sınırlaması olmaksızın konuşabilme ve değerli tecrübelerinden yararlanabilme imkânımın olması, benim için çok büyük bir şanstır. Bu şans bize sağladığı huzurlu çalışma ortamı ile pekişmiştir. Kendisine içten minnet duygularımı sunmak isterim.

 

Ayrıca, kendisi ile birlikte çalışma şansına eriştiğim, maddi ve ma­nevi desteğini benden esirgemeyen, pozitif enerjisi ile her türlü çalışmayı zevkli kılan saygı değer kürsü Hocam Prof. Dr. Gülçin Elçin Grassinger'e de, değerli görüşleri ve desteği için sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

 

  Eserin oluşturulması aşamasında değerli görüşleriyle ve önermiş olduğu kaynaklar ile daima bize yardımcı olan, değerli vaktini bizimle paylaşan, lisans eğitimimin başından itibaren desteğini esirgemeyen Sa­yın Hocam Prof. Dr. Rona Serozana ne kadar teşekkür etsem azdır.    

Yine gerek eserin oluşmasında paylaşmış olduğu değerli görüşle­riyle, gerekse bulmakta güçlük çektiğim birçok kaynağın temini için yar­dımcı olan ve meslek hayatımın başından itibaren desteğini hep yanında hissettiğim, benden değerli vaktini esirgemeyen saygıdeğer Hocam Prof. Dr. Hüseyin Hatemi'ye sonsuz teşekkür ederim.

 

 

Ayrıca saygıdeğer jüri üyelerine çalışmanın basım aşamasında yol gösteren değerli görüş ve katkılarından dolayı teşekkür ederim.

Eserin hazırlanması aşamasında karşılaştığım zorlukların aşılmasın­da bana yardımcı olan Yard. Doç. Dr. Kürşad Yağcı'ya, Yard. Doç. Dr. M. Cahit Günel'e ve Araş. Gör. Semra Karabacak Furuncı'ya, ayrıca arkadaş­lıkları için de teşekkür ederim.

 

 

Meslek hayatımın ilk gününden beri bana kendisine kayıtsız şartsız güvenerek, daima yanımda olduğunu bilerek ilerleme mutluluğunu yaşa­tan, yalnızca bu eserin tamamlanmasında değil, hayatımın her aşamasında bana destek olan sevgili dostum ve meslektaşım Cansu Kaya'ya, doktora çalışma sürecimdeki mutlu ve yoğun günlerimde yanımda olduğu için ayrıca çok teşekkür ederim.

 

 

Beni ben olduğum için her halimle seven, attığım her adımda destekleyen, sık sık "hayat elden gidiyor, haydi bir değişiklik yapalım" diyerek çalışma odamdan zorla çıkaran sevgili babam Kaan Karabağa, "Bırakalım çocuk çalışsın. Biz senin için ne yapsak acaba?" cümlesini altı yaşımdan itibaren usanmadan tekrarlayarak şefkatle dünyamı yumuşatan sevgili annem Aslı Karabağ'a, varlıklarıyla beni şenlendiren sevgili kar­deşlerim Ediz ve Cem'e, gösterdikleri fedakârlıklar için teşekkür ederim.

 

 

Yıllardır birlikte yürüdüğüm sevgili yol arkadaşım Serkan Bulut'a, elimi hiç bırakmadığı, bana benden çok inandığı ve akademik çalışmala­rımın bütün hayatımı kapsadığı günlerde dahi anlayışını yitirmediği için minnettarım. Ayrıca çalışmamın son yedi ayında bana refakat eden ve çalışmanın tamamlanması gerektiği hususunda beni sık sık uyaran minik kızım İdil Lena'ma da, varlığı ve son aylarda sağladığı motivasyon için teşekkür ederim.

 

  Bunun yanı sıra burs imkanı sağlayarak tez çalışmalarımı yurt dışında da sürdürebilmemi mümkün kılan Max Planck Enstitüsü Müdürlüğü'ne (Max Planck Institute für auslândisches und internationales Privatrecht) ve Tinçel Vakfı'na teşekkür ederim. Hamburg'da bulunduğum beş aylık süre içerisinde sağladıkları çalışma ortamı için Max Planck Enstitüsü yetkililerine ayrıca teşekkür etmek isterim.    

Çalışmamıza destek sağlayan İstanbul Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi'ne, çalışmamızı desteğe layık gördükleri için ve sağladıkları destek için çok teşekkür ederim.

 

 

Son olarak çalışmanın basımını büyük bir titizlikle sağlayan sevgili On İki Levha Yayıncılık çalışanlarına ve Sayın Erol Öz'e özverili emekle­rinden dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

 

Dr. Nil Karabağ Bulut

Temmuz 2014 - Beyazıt   Dr. Nil KARABAĞ BULUT
Ödeme Seçenekleri
Akbank - Axess
TAKSİT TUTAR TOPLAM TUTAR
2 3 4
33.87 TL 68 TL
23.02 TL 69 TL
17.62 TL 70 TL
Ziraat Bankası
TAKSİT TUTAR TOPLAM TUTAR
2 3 4
32.85 TL 66 TL
22.32 TL 67 TL
17.08 TL 68 TL
Garanti Bankası - BonusCard
TAKSİT TUTAR TOPLAM TUTAR
2 3 4
33.79 TL 68 TL
22.66 TL 68 TL
17.36 TL 69 TL
Türkiye İş Bankası - Maximum Kart
TAKSİT TUTAR TOPLAM TUTAR
2 3 4
33.85 TL 68 TL
23.02 TL 69 TL
17.62 TL 70 TL
VakıfBank (Yeni sistem POS)
TAKSİT TUTAR TOPLAM TUTAR
2 3 4
33.78 TL 68 TL
22.94 TL 69 TL
17.58 TL 70 TL
Yorumlar
YORUMLARSize Yorumunuzu Yazın

Bu Ürünü Nasıl Buldunuz ?

YORUMLARA GÖZ ATIN
Yorum bulunmamaktadır
Lütfen resimdeki 3 karakterli yazıyı kutuya sırasıyla yazınız
Güvenlik Resmi
BENZER ÜRÜNLER
Tüm Yönleriyle Avukatların Vergilendirilmesi - Oğuzhan Aslan
% 10
590,00
531,00
Bankacılık Zimmeti Suçları - Oğuzhan Mete
% 10
250,00
225,00
Güvenliği Yeniden Okumak - Harun Arıkan, Ali Gök
% 10
550,00
495,00
Dijitalleşme Çağında Hukuk - Nasuh Buğra Karadağ
% 10
280,00
252,00
Dijital Dönüşüm ve Hukuk - Ziya Akıncı, Yasin Ekmen
% 10
400,00
360,00
Fikir ve Sanat Eserleri Yoluyla Kişilik Hakkı İhlalleri - Engin Erdil
% 10
580,00
522,00
Yükleniciye İşten Elçektirme - İlker Hasan Duman
% 10
300,00
270,00
Geçici Koruma Statüsüne İlişkin İdari Prosedürler ve Yargı Süreçleri - Serdar Özgüney
% 10
300,00
270,00
Türk Ticaret Hukukunda Reklam Yoluyla Haksız Rekabet - Hilal Betül Güngüneş Şahin
% 10
270,00
243,00
Pay Alım Teklifine Dayalı Çıkarma ve Satma Hakkı - Firdevs Arslan
% 10
420,00
378,00
Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Belediye Şirketlerinde Sayıştay Denetimi - Necip Turguter
% 10
640,00
576,00
İdari Yargıda Miktar Artırımı - Selin Ardıç
% 10
340,00
306,00
Aşırı Yararlanma (Gabin) - Halil Polat
% 10
790,00
711,00
Vergi Hukuku (Genel) Ders Notları - Selami Demirkol
% 10
599,50
539,55
Sigorta Tahkim Yargılaması - Fatma Tülay Parlak
% 10
600,00
540,00