Ceza Muhakemesi Hukukunda Yüzleşme Hakkı - Derya Tekin
 
Yüzleşme hakkı, modern hukuk devletlerinde adil yargılanma hakkının içeriğini oluşturan haklardan biri olarak yorumlanmakla beraber, bu hakkın anayasa ve kanun düzeyindeki düzenlemelerde açıkça yer alması istisnadır. Sanığın, kendisini suçlayan tanıklarla açık duruşmada fiziken yüz yüze gelmesi, tanıkların beyanlarını bu karşılaşma sırasında ve yemin altında vermeleri, bu beyanların yine bu karşılaşma sırasında sanık tarafından sorgulanabilmesi ve yargılama merciin bu yüzleşme sürecini bizzat gözlemleyerek hükme karar vermesi yüzleşme hakkının temel unsurlarını oluşturur. Amerika Birleşik Devletleri hem birçok eyalet anayasasında hem de federal anayasada yüzleşme hakkını açıkça zikrederek anayasal güvence altına alan ender ülkelerden biri olarak dikkat çekmektedir. Amerikan Anayasası Altıncı Değişiklik hükmünde sanığın sahip olduğu haklar arasında yer alan “aleyhindeki tanıklarla yüzleştirilme” hakkının tarihsel gelişimi incelendiğinde, bu hakkın, common law yargılama geleneği olarak bilinen, silahların eşitliğine dayalı ve çelişmeli bir yargılama vadeden itham sisteminin en karakteristik yapı taşlarından biri olduğu anlaşılmaktadır. Amerikan hukukunda dikkat çekici tartışmalara ve bölünmelere yol açan yüzleşme hakkının, ispat hukukunun bir parçası olarak, hükümetin sınırlandırılması için bir araç olarak, sanığın kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi için verilen bir fırsat ve dolayısıyla pozitif bir sanık hakkı olarak ya da tanıklara getirilen bir yükümlülük olarak yorumlanabildiği ve tüm bu yorumların tarihsel, sosyolojik ve psikolojik gerçeklere dayalı olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, öncelikle, Amerikan yaratımı bir yüzleşme hakkı ile Türk ve AİHS uygulamasında sanık-tanık yüzleşmesinin konumuna ilişkin bir karşılaştırma yapılması amaçlanmıştır. Türk ceza muhakemesi hukukunun, (1) sanık-tanık yüzleşmesine atfedilen anlam, (2) tanık ve tanıklık kavramlarına dair çizilen çerçeve, (3) tanığın dinlenmesinde kabul edilen alternatif yöntemler ve (4) sanığın duruşmada hazır bulunma hakkına getirilen istisnalarla Amerikan tarzı bir itham sisteminin en karakteristik yaratımlarından biri olan yüzleşme hakkının öngördüğü şekilde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine ne ölçüde yaklaştığı ortaya konulmuştur.