Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi - Ejder Yılmaz
Özel hukuk yargısında uygulanacak usul kurallarını gösteren kanun, 2011 tarihli ve 6100 sayılı (yeni) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’dur (HMK). Bu Kanun, 1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) yerine geçmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuz; esas itibariyle, (eski) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzun temelleri üzerine oturtulmuştur. Ancak (yeni) Hukuk Muhakemeleri Kanunumuz, (eski) Kanunumuzun zamanla yetersiz hale gelen hükümlerinin öğreti ve yargı kararları doğrultusunda günün ihtiyaçlarına uygun olarak değiştirilmesi veya yeni Kanuna alınmaması ve çağdaş yargılama hukukuna ilişkin yeni hükümlerin benimsenmesi sonucunda hazırlanarak kabul edilmiştir.
1927 tarihli Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzun, Cumhuriyetimizin kurulmasını izleyen yıllarda başlatılan hukuk devrimi çerçevesinde, diğer çeşitli kanunlar gibi, yabancı hukukun alımı (iktibas, reception) yoluyla, İsviçre’nin Neuchâtel Kantonu’nun 1925 tarihli Medenî Usul Kanununun (bizim hukuk düzenimize uymayan bazı hükümleri hariç) Türkçeye çevrilip Türkiye Büyük Millet Meclisince kabulü sonucunda kabul edildiği ve ancak zaman içerisinde ülkemizin ihtiyaçları da dikkate alınarak yapılan çok sayıdaki değişikliğe uğradığı düşünüldüğünde2; bu konuda yeni bir Kanun hazırlamakla görevlendirilmiş bulunan “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı Komisyonu”nun ülkemizin gerçeklerini ön plânda tutarak ve mukayeseli hukuktan da yararlanarak, uzun yıllar süren çalışması sonucunda hazırladığı, bilimsel çevrelerin tartışmasına açtığı ve belli süreçlerin işletilmesi sonucunda kabul edilerek yasalaştığı değerlendirildiğinde, (yeni) Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun, zamanla düzeltilebilecek bazı eksik ve aksayan kısımları bulunmakla birlikte, geneli itibariyle çağdaş yargılama hukuku ilkelerinin ışığıyla yoğurulmuş ulusal bir düzenleme olduğu söylenmelidir.
Bilindiği gibi, âdil bir hukuk düzeni için, “iyi kanunların bulunması” yetmez, bu kanunların (başta hâkim, savcı, avukat ve icra iflâs müdürleri gibi) “iyi uygulamacılar” eliyle somut olaylara, (en kısa zamanda, zahmetsizce, en ucuz) şekilde tarafları tatmin eder ve toplumsal barışı sağlar şekilde tatbik edilmesi gerekir. Bilindiği gibi, “kötü kanunlar bile iyi uygulamacının elinde iyi kanunlar haline gelirler”; kötü uygulamacılar ise iyi kanunları kötüleştirirler.
Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun, büyük ölçüde, eski Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzu esas alması sebebiyle; elinizde bulunan Kitaptaki açıklamaların (şerhin) daha iyi anlaşılabilmesi için, (eski) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzun hükümleriyle karşılaştırma yapılması yöntemi izlenmiştir. Eski Kanunda bulunmayan yeni hükümlerin yorumunda da, hem Türk öğretisi ve yargı kararlarından hem yabancı hukuk öğretisi ve yargı kararlarından (karşılaştırmalı hukuktan) yararlanılmıştır.
Kitapta, (yeni) Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri, madde temelinde şerh edilirken, eski Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzun ilgili hükümleri ile yeni Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderme (sevk) gerekçeleri TBMM Adalet Komisyonunun ve TBMM Genel Kurul görüşmeleri sırasındaki değiştirme gerekçelerine yer de verilmiştir. (Giriş'ten)
Konu Başlıkları
- |
Genel Hükümler |
- |
Yargılamaya Hakim Olan İlkeler |
- |
Hakimin Yasaklığı, Reddi ve Hukuki Sorumluluğu |
- |
Taraflar ve Davaya Katılan Üçüncü Kişiler |
- |
Teminat |
- |
Süreler, Eski Hale Getirme ve Adli Tatil |
- |
Dava Çeşitleri |
- |
Dava Şartları ve İlk İtiraz |
- |
Yazılı Yargılama Usulü |
- |
Ön İnceleme |
- |
İspat ve Deliller |
- |
Tanık |
- |
Keşif |
- |
Hüküm |
- |
Basit Yargılama Usulü |
- |
İstinaf |
- |
Geçici Hukuki Korumalar |
- |
Delil Tespiti ve Diğer Geçici Hukuki Korumalar |
- |
Tahkim |
- |
Son Hükümler |