Ceza Muhakemesi Hukuku Cilt I - Hakan Kızılarslan
Kitap içerisinde, öncelikle muhakeme kavramı üzerinde durularak, bunun amacının ve hukuk sistemi içindeki yerinin ne olduğu ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. Bu ayrıntıları, Ceza Muhakemesinin tarihsel gelişimi ve kaynakları izlemektedir. Kitapta bundan sonra karşılaşılan Ceza Muhakemesi İlkeleri bölümü ile muhakemeye ilişkin haklar son derece aydınlatıcı ve öğretici olarak anlatılmaktadır. Türk Hukuk uygulamasında çokça dile getirilen susma hakkı, adil yargılanma hakkı, savunma hakkı gibi haklar bu bölümde ortaya konulmaktadır. Sanıyorum bu bölüm, ileriki yıllarda Türk Hukuk uygulamasında kendisinden çokça faydalanılacak bir bölüm olacaktır. İlkelerin uzunluğu, soruşturma evresi ve kovuşturma aşaması ile devam etmektedir. Dolayısıyla haklar bölümü kişinin ayrıcalıklarını belirtmektedir.
Ceza Muhakemesinin şartlarının ve işlemlerinin açıklanmasından hemen sonra, Ceza Muhakemesine katılanlar başlığı altında Hakim, Savcı, Mağdur, Şikayetçi, Katılan ve Savunma kavramları üzerinde durulmaktadır. Ceza Muhakemesinin evreleri ve işleyişi başlığı altında soruşturma bölümü çok geniş bir araştırma konusu olmuştur. Bu bölümü hemen ispat ve delil kavramlarının incelendiği bölüm izlemektedir. Burada da, Kızılarslan’ın çok önemli kavramlar üzerinde yeterince durduğu görülmektedir. Delil çeşitleri, tanığın görevleri, tarafsızlık, tanığın hakları, tanık üzerine uygulanabilecek zorlayıcı önlemler ve delil toplanması ve bilirkişilik bu bölümün önemli konularıdır.
Koruma tedbirleri kitapta devam eden bölümü oluşturmaktadır. Koruma tedbirlerinin aslında Ceza Muhakemesinin süjesi olan sanığı ve sanık etrafında ortaya çıkmış delilleri koruma amacı taşıması gerektiğini, hiçbir zaman sanığın cezalandırılması anlamına gelmediğini yazar, bu bölümde kuvvetle ileri sürmektedir. Koruma tedbirlerinin, kişiyi cezalandırma amacı ile uygulanmaması gerekliliği, Kızılarslan’ın kitabı ile uygulamada yeniden hayat bulacaktır. Yakalama, gözaltına alma ve tutuklama ile adli kontrol, arama ve elkoyma, bu bölümün önemli konuları olmaktadır. Söz konusu kavramların uygulandığı olaylarda, kişisel hak ve hürriyetlerin korunması, ceza yargılamasının bir çeşit felsefi alanı olmaktadır. Örneğin; tutuklamada, aramada, eşyaya elkoymada kişisel özgürlükler nasıl korunacaktır? Bu soru aslında Türk Hukukunun son derece önemli ve bir türlü çözülmemiş sorununu oluşturmaktadır.
Kitabın devam eden bölümlerinde, bilişim alanındaki delillerin özellikleri ile iletişimin denetlenmesi konusuyla birlikte, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme yer almaktadır. Özellikle, iletişimin dinlenmesi bir dönem Türkiyemizde siyasal hayatta çok etkili olmuş bir koruma tedbiri şeklinde ortaya çıkmıştır. Alınan çeşitli kararların hukuka uygunluğu ve hukuka aykırılığı sosyal ve siyasal hayatın önemli konularından biri olmuştur.
Nihayet vücut muayenesi, kitabın son bölümünün ana konusu olarak ortaya çıkmaktadır. Kızılarslan, delil konusunda o kadar titiz davranmıştır ki her konuya gerçekten gereken önemi vererek doktriner görüşlerle birlikte Yargıtay uygulamalarını da inceleme alanında tutmuştur.