Ücretsiz İzin - Özgür Oğuz
Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünyada çalışma yaşamını önemli derecede etkileyen Covid-19 salgını uygulamada çeşitli tedbirlerin alınmasını gerektirmiş, bu kapsamda işletmeler bünyesinde sosyal mesafe uygulamasına geçilmesi hatta işletmelerin kapatılması gibi uygulamalar gündeme gelmiştir. Bu tedbirlere ek olarak gerek pandeminin toplumsal etkisinin azaltılması gözetilerek gerek işçilerin kendi sağlıkları açısından duydukları endişelerin giderilmesi maksadıyla ücretsiz izin uygulaması gündeme gelmiş olup ilgili kavramın somut düzlemdeki önemi bir kez daha hissedilmiştir. Ücretsiz izin müessesesinin iş ilişkisi üzerinde yarattığı etki sebebiyle her zaman iş ve sosyal güvenlik hukuku açısından önemli bir konumda kalmaya devam edeceği kuşkusuzdur.
Mevzuatımızda ücretsiz iznin yer aldığı yasal düzenlemeler bulunmakla birlikte, tüm ücretsiz izin hâllerinin ve hukuki sonuçlarının düzenlendiği bir yasal düzenleme mevcut değildir. Çalışma koşullarına aykırılık teşkil etmesi ve işçiyi anayasal ücret hakkından mahrum bırakması nedeni ile kanunda sınırlı hâllerde düzenlendiği görülmektedir.
Ücretsiz izin, işçiyi anayasal ve en temel hakkı olan ücret hakkından mahrum bırakan ve işletme riskini işçinin üzerine yükleyen bir uygulama olduğu için ücretsiz izin hâllerini dikkatle irdelemek gerekmektedir. Ücretsiz izin uygulaması işçinin sosyal güvenlik hakları bakımından da işçi aleyhine sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle ücretsiz izin konusunda oluşan hukuki tartışmalarda kanunda ayrık bir düzenleme olmadığı sürece işçi lehine yorum ilkesinin öncelikli olarak gözetilmesi gerekmektedir.