Sendikalar Hukukuna Yön Veren İlkeler - Serkan Taylan Karaç
Bu çalışmada, sendikalar hukukunun kurucu ilkeleri, sistematik bir bütünlük içinde ele alınmış olup, kavramsal çerçeve ve yapısal ilkeler, karşılaştırmalı hukuk yöntemiyle değerlendirilmiştir. Çalışmanın kapsamı, bu temel ilkelerle sınırlandırılmış, Türk ve Alman hukukundaki teorik ve pratik her bir soruna çözüm getirme amacından ziyade bu çalışma, her bir ilkenin hem Türk hem de Alman hukuk sistemlerinde nasıl düzenlendiği ve nasıl uygulandığını ortaya koyma amacını taşımaktadır. Bu bağlamda, sendikal yapının dayandığı kurucu ilkelerin teorik ve normatif temelleri derinlemesine incelenmiştir. Söz konusu çalışma bir bütün olarak göz önünde bulundurulduğunda temel amaç, sendikalar hukukunun sadece normatif yönünü değil, aynı zamanda yapısal ilkeler bakımından da nasıl şekillendiğini ve farklı hukuk sistemlerinde bu ilkelerin ne şekilde tezahür ettiğini ortaya koymaktır.
Alman hukuku, karşılaştırmalı değerlendirmede temel referans sistem olarak tercih edilmiştir. Bunun başlıca nedeni, Alman sendikalar hukukunun hem teorik açıdan köklü bir literatüre sahip olması, hem de söz konusu sistemde anayasa hukuku ile sendikalar hukuku arasındaki ilişkinin güçlü bir şekilde kurumsallaşmış olmasıdır. Ayrıca Alman ve Türk hukuk sistemleri arasında, birçok ortak kaynak, benzerlik ve etkileşim bulunması, karşılaştırmalı değerlendirmeyi hem anlamlı hem de verimli kılmaktadır. Bu bağlamda, çalışma içerisinde yapılan karşılaştırma, yalnızca sistemler arasındaki benzerlikleri tespit etmeyi değil, var olan farklılıkları anlamayı ve bu farklılıkların arkasındaki sistemsel tercihleri ortaya koymayı da amaçlamaktadır.
Öte yandan, bu çalışmanın esasını ve konusunu oluşturan sendikalar hukukuna yön veren ilkelerin belirlenmesinde, karşılaştırmalı analize elverişlilik esas alınmış, doğrudan sendikal yapılar temel alınarak özellikle Alman hukuk sisteminde de karşılığı bulunan, sistematik ve kuramsal karşılaştırmaya imkân tanıyan ilkeler tercih edilmiştir. Bu çerçevede, örneğin öğretide ve uygulamada önemli yer tutan erga omnes kuralı/ ilkesine ya da yararlılık ilkesine çalışma kapsamında yer verilmemiştir. Zira bu gibi ilkeler, karşılaştırmaya elverişli açık bir zemin sunmamakta ya da daha ziyade toplu iş sözleşmeleri özelinde değerlendirilmesi icap etmekte ve çalışmanın kurucu ilkelere odaklanan genel yapısına bütünlük içerisinde dâhil edilememektedir. Benzer şekilde, öğretide sıklıkla vurgulanan örneğin güçlü sendikacılık ilkesi de, çalışmanın kapsamına alınan ilkelerle bağlantılı bölümlerde bütünlük gözetilerek incelenmiş, ayrıca bağımsız bir başlık altında ele alınmamıştır.