Kanlı katliamlar, yıllar süren açlık, bitmeyen sürgünler ve hayatın devamlılık arzusu…
 

Doğup büyüdüğüm Koçgiri topraklarında sürdüğüm izler ve gördüğüm yaralar, yolumu bu kitaba çıkardı. Ancak bu kez gazeteci değil, bir yazar olarak...

Kültürümüz, dilimiz ve bizi biz yapan nicelerimiz kıyımın gölgesinde yok olmaya yüz tutmadan yazmayı borç bildim. Yıllarca atalarımdan ve yöre halkımdan derlediğim yaşanmış hikâyeleri içeren bu romanı; kişi ve yer isimlerini değiştirerek kurguladım.
 

Köklü gelenekleri ve inançlarıyla farklı bir kültüre sahip olan halkın, kökünün kazınmak istendiği o yıllara ait yaşanmışlıklara tanıklık ediyor ‘İZ’.

Ve o izler ki bizi; bir aşkın kıvılcımlarından, kıyımın küllerine götürecek.
 

‘İZ’leri bulmamda rehberlik eden, tarihe tanıklıklarıyla hikayeme ışık tutan Koçgirili büyüklerimize minnetle…

Katliamda yitirdiklerimizi saygı ile anıyorum.