“Kötülükler üzerine düşünmeye başlarsam deliririm ve Hindistan’a hizmet edemez hale gelirim. Hiç düşmanım olmadığını varsaymaya başlasam, kendi hatalarımı dünyaya açık etsem ve diğerlerinin hatalarına gözlerimi yumsam ne olur ki?” diyebilecek kadar yüce gönüllü ama aynı zamanda döneminin en güçlü modern imparatorluğunun devasa silahlı kuvvetleri karşısına, hem de silahsız, şiddete başvurmadan dikilecek kadar dirayetli bir lider... Mahatma Gandi.

Hindistan ve Güney Asya konusunda dünyanın en önde gelen uzmanlarından biri olan Stanlay Wolpert’in kaleme aldığı, küçük yaşlarından bir suikast sonucu ölümüne kadar Mahatma Gandi’nin hayatını anlatan Gandi’nin Tutkusu, bu büyük liderin politik dehasının ve ahlaki vizyonunun gölgelediği iç çatışmalarını da gözler önüne seriyor. Hinduizm, Jainizm, hıristiyanlık ve Budizm’in şiddet karşıtı öğretilerinden etkilenen Gandi hayatını sevgi üzerine kurmuş, tutuştuğu iktidar kavgası ne kadar şiddetli olursa olsun önceliği rakibini anlamaya ve sevmeye vermiştir. Mahatma Gandi, hayatı boyunca acıyı tutkuyla kucaklayarak ve onu nereye götürürse götürsün içsesini korkusuzca takip ederek, Tanrı’nın ikiz yüzleri olduğuna inandığı Sevgi ve Hakikat mesajını yaşatır.

Gandi’nin işbirliği yapmama stratejisi ve şiddetsiz direnişi, sömürgecilik ve ırkçılık karşıtı hareketlere uluslararası düzeyde ilham vermiştir.
Nelson Mandela

Başka ülkelere turist olarak gidebilirim ama Hindistan’a hacı olarak geliyorum. Çünkü benim için Hindistan demek, çağımızın en yüce insanlarından biri olan Mahatma Gandi demek.
Martin Luther King Jr.

Nihai yolculuk sona erdi. Ama neden üzülelim ki? Onun için mi... Yoksa kendimiz, kendi güçsüzlüklerimiz, kalbimizdeki kötü niyetler ve diğerleriyle olan çatışmalarımız için mi üzülüyoruz? Mahatma Gandi’nin bizi bütün bunlardan kurtarmak için kendini feda ettiğini unutmamalıyız.
Cevahirlal Nehru